Sinema filmleri, her türlü tecrübeyi dile getirme erdemine sahiptir. Zihinsel rahatsızlıkları ve benzeri sağlık sorunlarının gerçekliğini beyaz perdeye getirmek bir risk ve aynı zamanda bir sorumluluktur. Ancak, bu tür filmler, normal ya da normal dışı zihinsel sorunların gerçekte nasıl göründüğünü anlamamız için yararlı bir yol olabilir.
- Knock Rahatsız Etmeyin (Don’t Bother to Knock)
Marilyn Monroe tarafından gerçekleştirilen muhteşem ve farklı bir depresyon – psikoz kombinasyonu. Çocuk bakımı konusunda çalışan bir kızın hikâyesini anlatıyor ve gerçekte ciddi psikolojik problemleri gizliyor. 1952 yılı yapım en klasik psikolojik filmler arasında yer alıyor.
- Masamda Bir Melek (An Angel At My Table)
Dian Rowan yönetmenliğindeki bu film bize ünlü yazar Janet Frame’in ailesinin bir psikiyatri kliniğinde 8 yıl nasıl mahzur kaldığını anlatıyor. Başrollerini Kerry Fox, Alexia Keogh, Karen Fergusson’un rol aldığı film, bir kadının yaşamı boyunca zihinsel durumunun evrimi depresyona örnek teşkil eder.
- Aklım Karıştı (Girl, Interrupted)
Başrollerini Winona Ryder ve Angelina Jolie’nin paylaştığı, bir genç kızın akıl hastanesinde 1,5 yıl kalışını anlatan 1999 yapımı film, kesinlikle psikopatolojinin tedavisinde bir mücevher değerinde. Winona Ryder, sınırlı kişilik bozukluğu olan bir karakter olarak büyük bir rol oynuyor. Angelina Jolie ve diğer büyük aktrisler psikopat, bulimia, anoreksiya, patolojik yalan, cinsel istismar vb. konuları yorumluyorlar. (Türkiye’de fragmanları yayınlandı ama gösterime girmedi.)
- Katilin Yüzü (Faces in The Crowd)
Yönetmeni Julien Magnat olan, başrollerinde Milla Jovovich, Julian McMahon, David Atrakchi, Michael Shanks’ın oynadığı gerilim filmi, prosopagnozi ya da insanların yüzlerini ayırt edememe olarak bilinen sorunun yarattığı acı, kaygı ve izolasyonuna dikkat çekiyor.